HİT ALBÜMLER Special POST

Âşık Mesiyollah Rezaî Full Albümleri indir

Kategori : Azerbaycan Seri Albümler (Diskografi) , Seri Albümler Tarih : Cumartesi 6 Şubat 2021 871 Görüntüleme 0

Âşık Mesiyollah Rezaî Full Albümleri indir

Âşık Mesiyollah Rezaî | Discography

|Azerbaycan Müzik| + (Biyografi)

Âşık Mesiyollah Rezaî Full Albümleri indir

Diskografi Hızlı indirme Linkleri

Âşık Mesiyollah Rezaî , Sevilen şarkıcının Diskografi Albümü yani ilk albümünden bu yana tüm şarkılarını bulabileceğiniz arşivi ister tek tek albümlerden beğendiğinizi indirin dilerseniz de tamamını tek tıkla hemen indirip bu muhteşem arşivlik şarkı albümlerini yüksek kalite -Mp3 olarak her yerde dinleyin. Arkadaşlar orjinal kalitede paylaştığımız tüm albümleri tavsiye ederiz çünkü hepsi yüksek kalitededir.

 

 Âşık Mesiyollah Rezaî – 13 bedar.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Arzlom (5).mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Arzlom (6).mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Arzlom (7).mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Ashigh Hamam.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Besh Az Karam.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Besh Besh Ghamgin.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Besh Besh Gholchalogh.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Besh Besh Qaday Man Olum.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Besh Besh Shad.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Besh Besh.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Besh Ghadimi.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Bi Gheyrat.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Dad Falak.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Dolanaydim Ellerini Bashina.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Ey Aqlar Bu Dard.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Gharibesh.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Gochalogh Dustom.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Hey Aghlar.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Karam O Asli.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Karfis Soto.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Seydi.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Shah Ismail Va Pari.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Toghat01.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – Toghat02.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî – YarJanloo.mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî -Arzlom (8).mp3
 Âşık Mesiyollah Rezaî Full Albümleri indir.zip

 

 

Âşık Mesiyollah ve Sanatı (Biyografi) (PDF indir)

 

ık Mesiyollah ve Sanatı
Faruk GÜN1 ve Ahmad SALAHİ2
Öz
Bu makalede 2016’da hayata veda eden Âşık Mesiyollah Rezaî’nin hayatı, sanatı ve hikâyeciliği incelenmiştir. Avaj
şehrine bağlı Parisbana Köyü’nde dünyaya gelen Rezaî, Güney Azerbaycan coğrafyasında tanınmış ve incelediğimiz
özellikleri itibariyle profesyonel bir âşıktır. Coğrafyadaki birçok âşık tarafından usta olarak kabul görmüş olan Rezaî
çok değerli âşıkların yetişmesine tecrübeleriyle katkıda bulunmuştur. Bunda da kendisinin birçok usta âşıktan
beslenmesi etkili olmuştur. Seksen yıllık ömrü boyunca Türk kültürü ve dili için hizmet eden âşık, bu yönleri itibariyle
çalışmamızın ortaya konmasını zaruri kılmıştır. Çalışmamızda adını zikredeceğimiz birçok âşığın bilinmemesi
bölgedeki âşıklık geleneği üzerine yapılan çalışmaların eksikliğini göstermesi bakımından da önemlidir. Çalışmamızın
amacı usta âşığı muhtelif cihetlerden tanıtarak coğrafyamızda da bilinmesini sağlayıp bölgede satılan kaset, cd’leri
aracılığıyla hakkında daha fazla araştırmanın yapılmasına vesile olmaktır.
Giriş
İran, Türkoloji çalışmaları açısından son derece önemli bir coğrafî bölgedir. 1970’li yıllarda Doerfer’in
başlattığı araştırmalar bize İran’daki Türkoloji çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Bölgede yapılacak çalışmalar Güney Azerbaycan3’daki Türkler hakkında daha fazla bilginin gün yüzüne
çıkmasına ve kültürel varlıklarını korumasına fayda sağlayacaktır. Dolayısıyla çalışmamız bu açıdan önemli
bir görevi yerine getirmektedir.
İran coğrafyası yüzyıllardır Anadolu ve Türkistan arasında bir köprü görevi görmesinin yanı sıra Türk
dünyasında âşıklık geleneğinin4 en canlı yaşatıldığı yerlerin başında gelmektedir. Âşıklık geleneğinin bir
yandan özünü muhafaza eden bir yandan da devamlı olarak ilerlemesini sağlayan İran Azerbaycan
coğrafyası Türk âşıklık geleneğinin lokomotif bölgesi niteliğindedir. Türk dili, edebiyatı, folkloru ve kültürü
bu bölgede hâlen canlılığını ve devamlılığını korumaktadır (Kafkasyalı, 2009b, s. 33).
Âşıklık geleneğinin temsilcileri olan âşıklar, bulundukları bölgenin dilini, kültürünü, geleneğini bir
sonraki kuşaklara aktaran önemli şahsiyetlerdir. Türk kültürünün korunmasında önemli görevleri üstlenen
âşıklar devamlı olarak belli bir bölgede ikamet etmeyip çevredeki köy, şehir hatta ülkelere giderek Türk
ülkeleri arasındaki sınırları sanat yoluyla kaldırmışlardır. Farklı muhitlerdeki âşıklar, başka bölgelerdeki
âşıklarla karşılaşarak hem bu sanatın tanınmasını hem de gelişmesini sağlamışlardır.
Çalışmamızda mülakat, gözlem ve anket yöntemleri kullanılmıştır. Âşık Mesiyollah ile doğal ortamda
yapılan görüşmeler dışında Âşık Mesiyollah’ın ölümünden sonra da dostları ile görüşülmüştür. Doğal bir
ortamda gerçekleştirilen bu görüşmeler esnasında ses kayıt cihazı ve kamera kullanılarak derlenen bilgiler
kayıt atına alınmıştır. Önceden hazırlanmış sorularla hem âşığın hayatı ve sanatı hem de bölgenin âşık
hakkındaki düşünceleri kayıt altına alınmıştır. Ayrıca anket yöntemiyle de doğabilecek bilgi yanlışlıklarını
ortadan kaldırmak amacıyla çeşitli aralıklarla açık uçlu sorular konuşmalar esnasında yönlendirilerek
verilerin sağlaması yapılmıştır.

Âşık Mesiyollah
Âşık Mesiyollah’ın Hayatı
Üstad Âşık Mesiyollah Rezaî5 19366 yılında, günümüz Kazvin eyaletinin Avaj kentine bağlı Parisbana7
Köyünde8 dünyaya geldi. Babasının adı Kelbe Veli (Kerbelayı Veli), annesinin adı ise Sahip Sultan’dır.
Annesinin en büyük isteği oğlunun Türk diline hizmet etmesi ve Türk dilini korumasıydı. Âşıklık sanatı ve
geleneği içinde kendini geliştiren âşığın, annesinin bu duasının gereğini yerine getirdiğini görüyoruz.
Üstadın bir kız kardeşi ve beş erkek kardeşi vardır. Erkek kardeşlerinin adları; Neciyullah, Fetullah,
Muhammed Hüseyin, Muhammed Mehdi ve Seyfullah’dır.
Âşık Mesiyollah’ın herhangi bir tahsil hayatı olmamasına ve okuma yazma bilmemesine rağmen
olağanüstü bir hikâye, destan ve şiir ezberleme kabiliyetine sahip olduğu bilinir. Bölgenin önemli âşıkları
arasında yer almasının sebeplerinden biri de budur.
Mesiyollah ilk evliliğini9 Gülsüm Hanım’la yapmıştır. Bu evlilikten üç oğlan ve iki kızı dünyaya
gelmiştir. İkinci evliliğini ise düğünlere beraber gittiği ve grubunda balaban çalan İbrahimî Deldust’un kızkardeşi ile yapmıştır. Bu evlilikten de bir oğlan dünyaya gelmiştir. Âşık Mesiyollah’ın çocuklarının adları;
Abdullah, Kudret, Hüccet, Nimet, Mecit ve Muhammed’dir10.
Oğlu Kudret’in ölümünden sonra kendi iç dünyasına çekilen Âşık Mesiyollah bu süreçte zor zamanlar
geçirmiştir. Kudret için şu dizeleri irticalen dile getirmiştir:
Kebrimi kazsınlar yol kinarında Allah
Gelip giden dua versin, ağlasın Allah
Bölgede büyük bir üne sahip olan âşık, ilk eşi için bizatihi “benim kadar iyi âşık” demiştir. Eşinin,
âşıklık sanatında hünere ve güzel bir sese sahip olduğu bölgenin musikişinasları tarafından da anlatılır
(Davudî, 2011).
Âşık Mesiyollah, âşıklık mesleği dışında hiçbir işle uğraşmamıştır. Elli yıl boyunca âşıklık sanatını
kendisine meslek kabul eden usta âşık, geçimini düğünlerde yapmış olduğu icralarla sağlamıştır.
Babası Kelbe Veli ve annesi Sahip Sultan vefat ettikten sonra Parisbana Köyü’nde, Üstad Âşık
Mesiyollah ise 26 Haziran 2016 tarihinde 80 yaşında iken Kerec’de toprağa verilir. Âşığın son yolculuğuna
sadece kendi şehrinden değil, komşu eyaletlerden de birçok âşık ve seveni katılmıştır. İran hükümeti, Save
şehrinde düzenlenen on dört günlük yas törenini görmezlikten gelerek Türk diline hizmet ettiği için bu
koca çınara herhangi bir veda töreni düzenlememiştir. Şunu belirtmek gerekir ki İran-Irak Savaşı’nda
toplumun moralini artırmak için dile getirdiği şiirlerle İran hükûmeti tarafından takdir edilen Âşık
Mesiyollah’ın ölümünde yalnız bırakılması ve herhangi bir etkinlik yapılmaması manidardır.
Âşık Mesiyollah’ın ölümünden sonra Âşık Cafer Cibilli, Ali Hac Ali, Âşık Mecid gibi dostları
tarafından kendisi için pek çok şiir söylenmiştir. Mesela Ali Asgar Bağtiyari; Save, Hemedan, Kom gibi
bölgelerde yaşayan Türklerin âşık için yas tuttuklarını, Türk dili ve kültürünü yaşatmak ve hak ettiği yere
taşımak için üstlendiği koruyucu vasfını, onun gibi büyük bir sanatkârın toprağa gömüleceğinden ve
bundan sonra kıymetli sözlerini duyamayacağından dolayı duyduğu derin hüznü vurgulayan şu şiiri dile
getirmiştir:
Karağanda bugün ürek kan olar
Can sıtkinen elim sana yas saklar
Bu ölümden vallah dağlar kan ağlar
Karağan ülkesi başın sağolsun
Mesiyollah bize böyük ataydi
Kara torpağ ağzın kana bataydi
Elimiz eline bir de çataydi
Hemedan yurdunun başı sağolsun
Sedefli çöğürün çoktı kıymeti
Yolunu sağlaram yoktur minneti
Emektaşların çoğtu himmeti
Şanlı Save başı sağolsun
Kara ğaber çattın dünyam deyiştin
Hak yolunda hakka çoklu çaliştin
Türk költürü için yandin aliştin
Kom’da Elsevenler başı sağolsun
Senin ğeste cismin kebre koyariğ
Senin senetin heyif körlariğ
Toy dögende sesinden heç doymariğ
Âşığ olanlarin başı sağolsun
Bu ölümde iki göher bitirdik
Birce seni bir költürü yitirdik

Seninnen göheri hekke yitirdik
Senin yandaşlarin başı sağolsun
Senin ruhin bağlidir sim sazına
Daş kebrine gerek bu söz yazıla
Âşiğlar âşiği adın kazına
Hüner sevenler başı sağolsun
Senin ölümüynen dünyan talandir
Bağin görün bu dünya ne yalandir
Âşığ ölmez adı dilde kalandir
Bütün Türk halkinin başı sağolsun
Dumanam dağı taşı aşaram
Dalgalar tek, dergâhlarda coşaram
Lel-i mercan sözler, şiirler koşaram
Âşığ Mesiyollah ruhun şâd olsun

Âşık Mesiyollah’ın Sanat Anlayışı

Âşık Mesiyollah, Güney Azerbaycan coğrafyasında bilinen büyük bir âşıktır. Bölgede “âşıklar âşığı”,
“âşıklar başı” gibi çeşitli unvanlara layık görülmüştür. Bunda gerek âşıklık geleneği içinde yetişmesi ve
sanatını ifa etmesi gerekse de dinî hikmetli sözleri ile dinleyenleri tesiri altında bırakması etkili olmuştur.
Tanrı’yı öven ve büyüklüğünü dile getiren şiirleri ile Hz. Muhammed ve Hz. Ali hakkında söylediği
methiyeler11 en etkili dinî hikmetli şiirleri arasında yer alır.
1969 yılında Kelbe Veli ailesi ile birlikte Parisbana’dan Kerevüs’e12 taşınmıştır. Bu yıllar Âşık
Mesiyollah’ın saz çalmayı yeni öğrendiği dönemlerdir. Mesiyollah, Âşık Muhammed Ali İtminan ile
tanıştıktan sonra, ustasından hem saz çalmayı hem de şiir ve hikâyeleri öğrenmiştir. Âşık Mesiyollah’ın,
Kerevüs’de Âşık Sıtk Ali Rızayî ile tanışmasının ardından saz çalma isteği giderek artar. Bir yandan çöğür
çalmayı öğrenmeye çalışan âşık, bir yandan da komşusu Muştak Bey’den balaban çalma dersleri alır. Âşık
Sıtk Ali Rızayî, Âşık Mesiyollah’ın öğrenme gayretini gördükten sonra hem profesyonel bir biçimde çöğür
çalması hem de hikâye öğrenmesi gerektiğini belirterek bir nevi Mesiyollah’ın âşıklığa adım atmasına vesile
olmuştur. 1973’de Âşık Sıtk Ali Rızayî Tahran’a gideceği sırada Âşık Mesiyollah’ı Üstad Dellek Feyzeli ile
tanıştırarak ondan hikâye öğrenmesini sağlar. Yaklaşık dört yıl devam eden çalışmalardan sonra hikâye
anlatmada profesyonel bir âşık seviyesine yükselir. Âşık Feteli İtminan’dan bağlama ve atışma öğrendiği
gibi farklı âşıklardan da âşıklık konusunda noksan olduğu konuları tamamlama gayreti içine girer. Aynı
zamanda şunu belirtmek gerekir ki Âşık Mesiyollah, Âşık Sıtk Ali’yi manevi babası olarak görmüştür.
Çünkü bölgenin en önemli âşıkları arasında yerini almasına vesile olmasını ve devamlı olarak manevi
desteğini gördüğünü hemen hemen her meclisinde ifade etmiştir.
Mart 2016’da Iranian Students’ News Agency (ISNA)’ya verdiği bir röportajda hayatı ve sanatı
hakkında şunları dile getirmiştir. “Çocukluk yıllarımı köyde (Parisbana) geçirip âşıklar arasında büyüdüm.
Âşıkların yanında olmamdan dolayı bu işe merak saldım ve ney, çöğür gibi müzik aletleri çalmaya başladım.
Dağa, eve her nereye gidersem gideyim bu müzik aletlerini de yanımda götürüp öğrenmeye gayret
gösterdim. Bir ara balabana da merak saldım. Bu arada yaşım ilerledikçe âşıklık hakkında bilgilerim artmaya
başladı ve Âşık İsmailî Şah Muradî, Âşık Yusufî İsmailî ve Âşık Yusufî Karağanli yanında saz öğrenmeye
çalıştım. Âşıklık geleneği içinde bir âşığın saz çalması gerektiğini düşünüyordum. Bu sebeple bu çetin yolda
saz çalmaya ve hikâye öğrenmeye başladım. Bu konularda kendimi geliştirmeye başladığımda Allah’ın bana
yardım ettiğini hissettim ve daha fazla çalıştım. Profesyonel bir âşık olarak meclislerde icraya başlamadan
önce Allah’ın adını söylerdim. Düğünlere Allah’ın adıyla başlamak hem yeni evlenenlere hem de
meclisimde bulunanlara huzur verirdi. Yaklaşık otuz destan öğrendim ve iki yüz kaset doldurdum.
Kasetlerim, birçok coğrafyadaki Türkler arasında yayılarak tanınmama vesile oldu. Bu kasetler sadece
Türkler arasında değil, aynı zamanda Farslar arasında da hem benim hem de şiirlerimin tanınmasını sağladı.

Ayrıca yabancı musikinin Türk musikisine tesir etmesinden endişe duyuyordum. Çünkü yeni neslin artık
âşık ve âşıklık geleneğine karşı uzak durduğunu gördüm. İran coğrafyasında âşıklara değer verilmemektedir
ve hükûmet bu kültürü korumak için herhangi bir çaba göstermemektedir” (ISNA, 2016). Bilhassa âşığın
son cümlesi bölge âşıklarının durumunu gözler önüne sermektedir.
Âşık Mesiyollah meclislerde veya dost sohbetleri sırasında dile getirdiği gerek hikâyeleri gerekse şiirleri
çöğür eşliğinde söylemiştir. Dost meclisleri dışında, düğünlerde, nişanlarda, sünnet törenlerinde ve diğer
önemli günlerde de âşıklık sanatını yine çöğür eşliğinde icra etmiştir. Âşık, sadece Hemedan, Kerevüs,
Rezen, Parisbana bölgelerinde değil, Korveh, Kazvin, Kom, Save gibi eyalet ve bu eyaletlerin çeşitli
köylerinde de merasimlere iştirak etmiştir.
Âşıklık geleneğinin önemli unsurlarından biri olan usta çırak ilişkisi içinde yetişen Âşık Mesiyollah’ın,
bu gelenekte kendisine usta olarak kabul ettiği kişiler Âşık Muhammed Ali İtminan13 (1872-1963) ve Âşık
Sıtk Ali Rızayî (1921-1985)’dir. Bu ustaların dışında Âşık Feteli İtminan (1918-2000), Âşık Muhammed
Hesenî Sengeki, Muhammed Hesen Asadi ve Hemid Horaman gibi âşık ve musikişinaslardan da çeşitli
bilgi ve şiirler öğrenmiştir.
Âşık Ahmad Mustafevî (Suzan, Rezen) gibi bazı önemli musikişinaslar saz çalma konusunda Âşık
Mesiyollah’ın asıl ustalarının Âşık İsmailî Şah Muradî ve Âşık Gıyas Cebbarî olduğunu belirtirler. Bunun
yanı sıra yine aynı âşık, Üstad Mesiyollah’ın 40 yaşına kadar çok iyi balaban çaldığını, ancak 40 yaşından
sonra meclislerde daha çok çöğür çalarken görüldüğünü belirtmiştir. Ve yine hikâyeleri de Âşık İsmailî Şah
Muradî, Âşık Mehemmed Hesenî Sadıgi Vasmaği, Âşık Yusuf Şah Muradî ve Abbas İsmailî Bendiçaylı’dan
öğrendiğini dile getirir.
Âşık Mesiyollah, âşıklık hususundaki noksanlıklarını giderdikten sonra Âşık Şaban Mustafevî ve
Abbas İsmailî Bendiçaylı ile birlikte 25 yıl boyunca düğünlere katılmıştır. Bu üçlüden Âşık Şaban çöğür,
Abbas İsmailî balaban ve Âşık Mesiyollah da bir yandan çöğür çalmış bir yandan da hikâye ve şiirler
okumuştur. Âşıkların çeşitli yardımcıları ile düğünlerde bulunması bölgenin önemli gelenekleri arasında yer
almaktadır.
Profesyonel bir âşık olduktan sonra Âşık Erşed Celali, Âşık Hüdayar ve Âşık Mecid gibi birçok âşığa
ustalık yapmıştır. Aynı zamanda birebir olmasa da Âşık Mesiyollah’ın meclislerinde bulunarak kendisinden
hikâye, makam öğrenen âşıkların sayısı da az değildir. Adını saydığımız çıraklardan Âşık Erşed Celali ve
Âşık Hüdayar, şu anda Hemedan14 eyaletinin en önde gelen iki âşığı konumundadır. Bu âşıklar da tıpkı
Âşık Mesiyollah gibi sade bir Azerbaycan Türkçesiyle ifalarını gerçekleştirerek Türk kültürüne hizmetlerini
devam ettirmektedirler.
Bölgedeki âşıklar tarafından üstad olarak kabul edilen Âşık Mesiyollah’ın yüksek bir hikâye söyleme
hüneri vardır. Kerevüslü Âşık Asgar Gültepe, Kom’da İsteriyo Heyyam15’da Âşık Mesiyollah’ın 97 saat
boyunca hikâye icra ettiğini belirtmiştir. Bu hikâye hem kasetlere hem de cd’lere kaydedilmiştir. Yine
bölgenin önemli âşıklarından olan Âşık Asgar da üstadın son derece güçlü bir şiir ezberleme gücüne sahip
olduğunu belirtir. Âşık Asgar ayrıca Âşık Mesiyollah’a ait olan şu şiiri söyler:
Gelin size erzimi eyleyim
Eğil olan bu dünyada, var nedi?
Dünya bir bostandır pozular gider
Çiçek nedi, yemiş nedi, bâr nedi?
Bu dünyada çok şirin mâl olur
Tamahkârlar hâli müşkil hâl olur
Kol burulu, kulağ batır lâl olur
Kohum nedi, kardaş nedi, yâr nedi?

Mesiyollah diyer bu yollarda sürünnem
İndi yetişmedi ne veğt görünnem
Altım torpağ, üstümde daş hörünnem
İssi nedi, soguğ nedi, kar nedi?
Üstad Âşık Mesiyollah’ın yaşlılık döneminde dile getirdiği şu şiir; annesinin, babasının ve kardeşinin
ölümünden duyduğu üzüntüyü, bu yakınlarının dışında herhangi bir sırdaşının kalmadığını, kaderden
şikâyetini ve hayattayken değerinin anlaşılmadığını anlatması açısından hayatını özetler niteliktedir:
Mesiyollah’am çatıp seksene yaşim
Ölüp atam, anam bir de kardaşim
Sir demege daha yokdir sirdaşim
Kaddimi dönderdin kamana felek
Mesiyollah’am itirmişem bedrimi
İzzetimi, şövketimi, sedrimi
Dirilikte kimse bilmez kadrimi
Men ölenden sonra bile neynerem
Üstadın bu şiirinin dışında irticalen dile getirdiği birden fazla şiiri bulunmaktadır. Mesela yaşlanmanın
verdiği hüzünle artık eskisi gibi sağlıklı olamadığını, bedenindeki sıkıntıları, akrabalarının kendisinden
uzaklaştığını ve çocuklarından duyduğu sözlerin üzüntüsünü şiirlerinde dile getirmeyi ihmal etmemiştir:
Gidip nur gözümnen, tağet dizimnen
İğtiyarim elden alan kocalığ
Hamı dertten olup yaman kocalığ
Yüz min yüz min belalara tuş oldum
Meni dertten derde salan kocalığ
Kocalalı oğlan durur üzüme
Nahelefti hiç gitmiri sözüme
Bu gey dünya dar geliri gözüme
Keddimi eyleyip keman kocalığ
Keddim keman oldu belim büküldü
Ağzım dişi, başım tüki töküldü
Gohum kardaş temam benden çekildi
Hamı dertten olar yaman kocalığ
Kocalalı yiyebilmirem çörek
Oğlan mene deyir danışma görek
Mene zehr olup yediğim çörek
Ömrümü salıptır talan kocalığ
Üstad Mesiyollah’ın söylediği her söz, her şiir toplumsal olarak saygıyı, sevgiyi, öğüdü, adaleti,
doğruluğu ve hikmeti içermekteydi. Aşağıdaki şiirinde oğlu üzerinden bahsi geçen konular hakkında
topluma nasihatlerini iletir:
Çoğlar vesiyetin eyler oğluna
Adımı yurdumna batırma oğlum
Yalan danişanin gülme yüzüne
Bir istikan çayına satılma oğlum
Dur hakkıyne büyük her ne hub dese
Şerm u heyayinen gir meclise
Başin gitti sirrini deme nakese
Nakes adamlara katılma oğlum

Bu dünyada çoğlar dövran eyleyip
Az kazanan çoğ kazanan neyneyip
Amandı her sözü nahak eyleyip
Nahak adamlara katılma oğlum
Şeytan çoğ düşmendi teklifi ğeta
Gerk eyler deryaya yandırar ota
Kızlara kardaş olgunan, oğlana ata
Famil içinden atılma oğlum
Çoğ oldukça insan heris olar var
Bir temiz ad kazan bir de itibar
Âşık Mesiyollah’ın sene vesiyeti var
Der famil içinden atılma oğul
Âşık Mesiyollah’ın Hikâyeciliği
Âşık Mesiyollah, hikâye musannifi değildir, lakin son derece iyi bir hikâye anlatıcısıdır. Âşığın hikâye
öğrendiği ustaları arasında şu isimleri söyleyebiliriz: Âşık Muhammed Ali İtminan, Âşık Sıtk Ali Rızayî,
Âşık Muhammed Hesenî Sengeki, Muhammed Hesen Asadi, Hemid Horaman, Dellek Feyzeli, Âşık
İsmailî Şah Muradî, Âşık Yusufî İsmailî, Âşık Yusufî Karağanli, Âşık Gıyas Cebbarî, Âşık Mehemmed
Hesenî Sadıgi Vasmeği, Abbas İsmailî Bendiçaylı, Âşık Şaban Mustafevî.
Âşık, ISNA’ya verdiği röportajda iki yüz kaset doldurarak bunların satıldığını ve bu sebeple Türk
coğrafyalarında ününün yayıldığını belirtmiştir. Bilhassa kasetlerinin çoğunu İsteriyo Heyyam’da çıkaran
âşık, bu dükkânın/kasetçinin dışında İsteriyo Eşair ve İsteriyo Şebaheng/İsteriyo Elseven ile de bir kısım
çalışmalar yapmıştır.
Mesiyollah, 1977’de hikâyelerini içeren ilk kasetini Hemedan (Korveh-i Dargazin)’da çıkarır. Bu
kasette Âşık Sıtk Ali Rızayî de balaban çalmıştır. Âşık Mesiyollah’ın çıkardığı kasette icra ettiği ilk hikâye
Veraga ve Gülşah Hikâyesi’dir.
Tüm sanat hayatı göz önüne alındığında Âşık Mesiyollah’ın ezberinde çok fazla hikâye bulunduğu
görülür. Hafızasındaki hikâyelerin çoğunu ustalarından öğrenmesinin yanı sıra farklı farklı âşıkların icra
ettiği hikâyeleri kayıt cihazı ile kaydederek ve bunları sürekli dinleyerek ezberlediği de olmuştur.
Gençlik döneminde otuza yakın hikâye bilen Âşık Mesiyollah, yaşının ilerlemesi sebebiyle baş
gösteren unutkanlıklar ve oğlunun ölümünden duyduğu derin teessürden dolayı son zamanlarda sadece
aşağıda saydığımız hikâyeleri ezberinde tutabilmiştir. Âşık Mesiyollah’ın bildiği usta malı hikâyeler: 1-
Kerem ile Aslı Hikâyesi, 2- Köroğlu Tokat Seferi, 3- Köroğlu Teke Türkman Seferi, 4- Köroğlu Erzurum
Seferi, 5- Köroğlu Demir Kapı Derbend Seferi, 6- Köroğlu ve Mumine Hanım Hikâyesi, 7- Şah İsmail
Hikâyesi, 8- Mesım Hikâyesi, 9- Memmedi Gelgelli Hikâyesi, 10- Seyidi Hikâyesi, 11- Veraga ve Gülşah
Hikâyesi, 12- Mahmud Han ve Nigar Hanım Hikâyesi, 13- Kurban Han Hikâyesi, 14- Tahır Mirza ile
Zöhre Hikâyesi, 15- Hemrah Han Hikâyesi, 16- Behram ile Gülendam Hikâyesi, 17- Kelbi ile Hüruzat
Hanım Hikâyesi, 18- Tuğarğanlı Abbas Hikâyesi, 19- Tilim Han Hikâyesi, 20- Hasta Kasım Hikâyesi, 21-
Âşık Garip Hikâyesi.
Âşık Mesiyollah, profesyonel bir âşık unvanına tam olarak 1975’li yıllarda ulaşmıştır. İlk icrasını 1977
yıllında Kerevüs’de Hacı Semed Sefevi’nin oğlunun düğününde gerçekleştiren âşığın bir yandan sayısız usta
âşık yanında çıraklığını tamamlaması, bir yandan balaban ve çöğür öğrenmesi, öte yandan gece gündüz
destan ezberleme gayreti, onu 1975’li yıllarda toyların aranan âşığı haline getirir.
Genç yaşlardan itibaren usta âşıkların yanında çıraklığını tamamlamış olan Âşık Mesiyollah, üstün
hikâye bilme kabiliyetinin yanında bir o kadar da makam bilgisine sahiptir. Hikâyedeki heyecan
durumlarına göre makamları son derece etkili bir biçimde kullanabilen Âşık Mesiyollah’ın bildiği
makamlara şu örnekleri verebiliriz: 1-Yarım Şikeste (Gezme), 2- Bütün (Tam) Şikeste, 3- Geraylı, 4- Baş
(Kelle) Geraylı, 5- Âşık Memmedeli Sotu, 6- Hemedan Sotu, 7- Süleyman Han Sotu, 8- Köroğlu, 9- Ebü
Ata, 10- Zergeri, 11- Yetim Zergeri, 12- Kerevüs Sotu, 13- Ahmadlu, 14- Kelekü, 15- Bicar, 16- Galin Lay
Lay, 17- Şah Hatayi, 18- Elyatı, 19- Dubeyti, 20-Azerbaycani.

Sonuç ve Öneriler
Âşıklık geleneği içinde bir âşıkta bulunması gereken tüm yeteneklere sahip bulunan Âşık Mesiyollah,
profesyonel bir âşık olarak yıllarca Güney Azerbaycan coğrafyasında hayatını idame etmiştir. Coğrafyadaki
sayısız düğünde mesleğini icra eden âşık, bölgedeki yeni yetişen halk şairleri üzerinde de önemli bir tesir
bırakmıştır. Hem meslek olarak âşıklığı seçmesi hem de Türk dilini ve kültürünü koruma içgüdüsüyle
hareket edip Türklük bilincini oluşturmak amacıyla yıllarca bu geleneği yaşatmaya gayret göstermesi
bölgedeki âşıklık geleneğinin fonksiyonunu anlamlandırması bakımından son derece önemlidir.
Âşık, hayatta olduğu süre boyunca gerek kendi şehrinde gerekse öteki Türk bölgelerinde Azerbaycan
Türkçesiyle sanatını icra etmiştir. Yaşlılık döneminde dahi yirminin üzerinde hikâyeyi bilmesi âşıklık
geleneğinin Âşık Mesiyollah’ın döneminde ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. Lakin Güney
Azerbaycan coğrafyasında günümüz şartlarında yeni yetişen âşıkların sadece hikâye içindeki şiirleri
öğrenmesi ve hikâyeleri öğrenmeye gerek duymamaları, âşıklık geleneğinin yavaş yavaş zayıfladığını
göstermektir. Dolayısıyla bölgedeki büyük âşıkların çeşitli şekillerde desteklenmesinin, tanıtılmasının bu
geleneği ayakta tutacak en önemli vazife olduğu söylenebilir.
İsteriyo Heyyam, İsteriyo Eşair, İsteriyo Şebaheng/İsteriyo Elseven gibi âşıkların kaset ve cd’lerinin
satıldığı dükkânlarda bulunan ses kayıtları üzerine halk bilimi çalışmaları yapılmaya müsaittir. Dolayısıyla bu
incelememizin araştırma yapmak isteyen halk bilimcilere örnek olacağı kanaatindeyiz. Âşık Mesiyollah
üzerine sadece bir veya birkaç çalışma değil, onlarca çalışma yapılabilir. Ayrıca her yönden incelenmeye
değer, önemli bir âşık olan Âşık Mesiyollah’ın, Türk dilini koruma gayretini de göz önünde bulundurarak
dilbilimciler tarafından da incelenebileceği kanısındayız.
Etik Beyan
“Âşık Mesiyollah ve Sanatı” başlıklı çalışmanın yazım sürecinde bilimsel, etik ve alıntı kurallarına uyulmuş;
toplanan veriler üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmamış ve bu çalışma herhangi başka bir akademik yayın
ortamına değerlendirme için gönderilmemiştir.

 

 

ık Mesiyollah ve Sanatı
Faruk GÜN1 ve Ahmad SALAHİ2
Öz
Bu makalede 2016’da hayata veda eden Âşık Mesiyollah Rezaî’nin hayatı, sanatı ve hikâyeciliği incelenmiştir. Avaj
şehrine bağlı Parisbana Köyü’nde dünyaya gelen Rezaî, Güney Azerbaycan coğrafyasında tanınmış ve incelediğimiz
özellikleri itibariyle profesyonel bir âşıktır. Coğrafyadaki birçok âşık tarafından usta olarak kabul görmüş olan Rezaî
çok değerli âşıkların yetişmesine tecrübeleriyle katkıda bulunmuştur. Bunda da kendisinin birçok usta âşıktan
beslenmesi etkili olmuştur. Seksen yıllık ömrü boyunca Türk kültürü ve dili için hizmet eden âşık, bu yönleri itibariyle
çalışmamızın ortaya konmasını zaruri kılmıştır. Çalışmamızda adını zikredeceğimiz birçok âşığın bilinmemesi
bölgedeki âşıklık geleneği üzerine yapılan çalışmaların eksikliğini göstermesi bakımından da önemlidir. Çalışmamızın
amacı usta âşığı muhtelif cihetlerden tanıtarak coğrafyamızda da bilinmesini sağlayıp bölgede satılan kaset, cd’leri
aracılığıyla hakkında daha fazla araştırmanın yapılmasına vesile olmaktır.
Giriş
İran, Türkoloji çalışmaları açısından son derece önemli bir coğrafî bölgedir. 1970’li yıllarda Doerfer’in
başlattığı araştırmalar bize İran’daki Türkoloji çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Bölgede yapılacak çalışmalar Güney Azerbaycan3’daki Türkler hakkında daha fazla bilginin gün yüzüne
çıkmasına ve kültürel varlıklarını korumasına fayda sağlayacaktır. Dolayısıyla çalışmamız bu açıdan önemli
bir görevi yerine getirmektedir.
İran coğrafyası yüzyıllardır Anadolu ve Türkistan arasında bir köprü görevi görmesinin yanı sıra Türk
dünyasında âşıklık geleneğinin4 en canlı yaşatıldığı yerlerin başında gelmektedir. Âşıklık geleneğinin bir
yandan özünü muhafaza eden bir yandan da devamlı olarak ilerlemesini sağlayan İran Azerbaycan
coğrafyası Türk âşıklık geleneğinin lokomotif bölgesi niteliğindedir. Türk dili, edebiyatı, folkloru ve kültürü
bu bölgede hâlen canlılığını ve devamlılığını korumaktadır (Kafkasyalı, 2009b, s. 33).
Âşıklık geleneğinin temsilcileri olan âşıklar, bulundukları bölgenin dilini, kültürünü, geleneğini bir
sonraki kuşaklara aktaran önemli şahsiyetlerdir. Türk kültürünün korunmasında önemli görevleri üstlenen
âşıklar devamlı olarak belli bir bölgede ikamet etmeyip çevredeki köy, şehir hatta ülkelere giderek Türk
ülkeleri arasındaki sınırları sanat yoluyla kaldırmışlardır. Farklı muhitlerdeki âşıklar, başka bölgelerdeki
âşıklarla karşılaşarak hem bu sanatın tanınmasını hem de gelişmesini sağlamışlardır.
Çalışmamızda mülakat, gözlem ve anket yöntemleri kullanılmıştır. Âşık Mesiyollah ile doğal ortamda
yapılan görüşmeler dışında Âşık Mesiyollah’ın ölümünden sonra da dostları ile görüşülmüştür. Doğal bir
ortamda gerçekleştirilen bu görüşmeler esnasında ses kayıt cihazı ve kamera kullanılarak derlenen bilgiler
kayıt atına alınmıştır. Önceden hazırlanmış sorularla hem âşığın hayatı ve sanatı hem de bölgenin âşık
hakkındaki düşünceleri kayıt altına alınmıştır. Ayrıca anket yöntemiyle de doğabilecek bilgi yanlışlıklarını
ortadan kaldırmak amacıyla çeşitli aralıklarla açık uçlu sorular konuşmalar esnasında yönlendirilerek
verilerin sağlaması yapılmıştır.

Âşık Mesiyollah
Âşık Mesiyollah’ın Hayatı
Üstad Âşık Mesiyollah Rezaî5 19366 yılında, günümüz Kazvin eyaletinin Avaj kentine bağlı Parisbana7
Köyünde8 dünyaya geldi. Babasının adı Kelbe Veli (Kerbelayı Veli), annesinin adı ise Sahip Sultan’dır.
Annesinin en büyük isteği oğlunun Türk diline hizmet etmesi ve Türk dilini korumasıydı. Âşıklık sanatı ve
geleneği içinde kendini geliştiren âşığın, annesinin bu duasının gereğini yerine getirdiğini görüyoruz.
Üstadın bir kız kardeşi ve beş erkek kardeşi vardır. Erkek kardeşlerinin adları; Neciyullah, Fetullah,
Muhammed Hüseyin, Muhammed Mehdi ve Seyfullah’dır.
Âşık Mesiyollah’ın herhangi bir tahsil hayatı olmamasına ve okuma yazma bilmemesine rağmen
olağanüstü bir hikâye, destan ve şiir ezberleme kabiliyetine sahip olduğu bilinir. Bölgenin önemli âşıkları
arasında yer almasının sebeplerinden biri de budur.
Mesiyollah ilk evliliğini9 Gülsüm Hanım’la yapmıştır. Bu evlilikten üç oğlan ve iki kızı dünyaya
gelmiştir. İkinci evliliğini ise düğünlere beraber gittiği ve grubunda balaban çalan İbrahimî Deldust’un kızkardeşi ile yapmıştır. Bu evlilikten de bir oğlan dünyaya gelmiştir. Âşık Mesiyollah’ın çocuklarının adları;
Abdullah, Kudret, Hüccet, Nimet, Mecit ve Muhammed’dir10.
Oğlu Kudret’in ölümünden sonra kendi iç dünyasına çekilen Âşık Mesiyollah bu süreçte zor zamanlar
geçirmiştir. Kudret için şu dizeleri irticalen dile getirmiştir:
Kebrimi kazsınlar yol kinarında Allah
Gelip giden dua versin, ağlasın Allah
Bölgede büyük bir üne sahip olan âşık, ilk eşi için bizatihi “benim kadar iyi âşık” demiştir. Eşinin,
âşıklık sanatında hünere ve güzel bir sese sahip olduğu bölgenin musikişinasları tarafından da anlatılır
(Davudî, 2011).
Âşık Mesiyollah, âşıklık mesleği dışında hiçbir işle uğraşmamıştır. Elli yıl boyunca âşıklık sanatını
kendisine meslek kabul eden usta âşık, geçimini düğünlerde yapmış olduğu icralarla sağlamıştır.
Babası Kelbe Veli ve annesi Sahip Sultan vefat ettikten sonra Parisbana Köyü’nde, Üstad Âşık
Mesiyollah ise 26 Haziran 2016 tarihinde 80 yaşında iken Kerec’de toprağa verilir. Âşığın son yolculuğuna
sadece kendi şehrinden değil, komşu eyaletlerden de birçok âşık ve seveni katılmıştır. İran hükümeti, Save
şehrinde düzenlenen on dört günlük yas törenini görmezlikten gelerek Türk diline hizmet ettiği için bu
koca çınara herhangi bir veda töreni düzenlememiştir. Şunu belirtmek gerekir ki İran-Irak Savaşı’nda
toplumun moralini artırmak için dile getirdiği şiirlerle İran hükûmeti tarafından takdir edilen Âşık
Mesiyollah’ın ölümünde yalnız bırakılması ve herhangi bir etkinlik yapılmaması manidardır.
Âşık Mesiyollah’ın ölümünden sonra Âşık Cafer Cibilli, Ali Hac Ali, Âşık Mecid gibi dostları
tarafından kendisi için pek çok şiir söylenmiştir. Mesela Ali Asgar Bağtiyari; Save, Hemedan, Kom gibi
bölgelerde yaşayan Türklerin âşık için yas tuttuklarını, Türk dili ve kültürünü yaşatmak ve hak ettiği yere
taşımak için üstlendiği koruyucu vasfını, onun gibi büyük bir sanatkârın toprağa gömüleceğinden ve
bundan sonra kıymetli sözlerini duyamayacağından dolayı duyduğu derin hüznü vurgulayan şu şiiri dile
getirmiştir:
Karağanda bugün ürek kan olar
Can sıtkinen elim sana yas saklar
Bu ölümden vallah dağlar kan ağlar
Karağan ülkesi başın sağolsun
Mesiyollah bize böyük ataydi
Kara torpağ ağzın kana bataydi
Elimiz eline bir de çataydi
Hemedan yurdunun başı sağolsun
Sedefli çöğürün çoktı kıymeti
Yolunu sağlaram yoktur minneti
Emektaşların çoğtu himmeti
Şanlı Save başı sağolsun
Kara ğaber çattın dünyam deyiştin
Hak yolunda hakka çoklu çaliştin
Türk költürü için yandin aliştin
Kom’da Elsevenler başı sağolsun
Senin ğeste cismin kebre koyariğ
Senin senetin heyif körlariğ
Toy dögende sesinden heç doymariğ
Âşığ olanlarin başı sağolsun
Bu ölümde iki göher bitirdik
Birce seni bir költürü yitirdik

Seninnen göheri hekke yitirdik
Senin yandaşlarin başı sağolsun
Senin ruhin bağlidir sim sazına
Daş kebrine gerek bu söz yazıla
Âşiğlar âşiği adın kazına
Hüner sevenler başı sağolsun
Senin ölümüynen dünyan talandir
Bağin görün bu dünya ne yalandir
Âşığ ölmez adı dilde kalandir
Bütün Türk halkinin başı sağolsun
Dumanam dağı taşı aşaram
Dalgalar tek, dergâhlarda coşaram
Lel-i mercan sözler, şiirler koşaram
Âşığ Mesiyollah ruhun şâd olsun

Âşık Mesiyollah’ın Sanat Anlayışı

Âşık Mesiyollah, Güney Azerbaycan coğrafyasında bilinen büyük bir âşıktır. Bölgede “âşıklar âşığı”,
“âşıklar başı” gibi çeşitli unvanlara layık görülmüştür. Bunda gerek âşıklık geleneği içinde yetişmesi ve
sanatını ifa etmesi gerekse de dinî hikmetli sözleri ile dinleyenleri tesiri altında bırakması etkili olmuştur.
Tanrı’yı öven ve büyüklüğünü dile getiren şiirleri ile Hz. Muhammed ve Hz. Ali hakkında söylediği
methiyeler11 en etkili dinî hikmetli şiirleri arasında yer alır.
1969 yılında Kelbe Veli ailesi ile birlikte Parisbana’dan Kerevüs’e12 taşınmıştır. Bu yıllar Âşık
Mesiyollah’ın saz çalmayı yeni öğrendiği dönemlerdir. Mesiyollah, Âşık Muhammed Ali İtminan ile
tanıştıktan sonra, ustasından hem saz çalmayı hem de şiir ve hikâyeleri öğrenmiştir. Âşık Mesiyollah’ın,
Kerevüs’de Âşık Sıtk Ali Rızayî ile tanışmasının ardından saz çalma isteği giderek artar. Bir yandan çöğür
çalmayı öğrenmeye çalışan âşık, bir yandan da komşusu Muştak Bey’den balaban çalma dersleri alır. Âşık
Sıtk Ali Rızayî, Âşık Mesiyollah’ın öğrenme gayretini gördükten sonra hem profesyonel bir biçimde çöğür
çalması hem de hikâye öğrenmesi gerektiğini belirterek bir nevi Mesiyollah’ın âşıklığa adım atmasına vesile
olmuştur. 1973’de Âşık Sıtk Ali Rızayî Tahran’a gideceği sırada Âşık Mesiyollah’ı Üstad Dellek Feyzeli ile
tanıştırarak ondan hikâye öğrenmesini sağlar. Yaklaşık dört yıl devam eden çalışmalardan sonra hikâye
anlatmada profesyonel bir âşık seviyesine yükselir. Âşık Feteli İtminan’dan bağlama ve atışma öğrendiği
gibi farklı âşıklardan da âşıklık konusunda noksan olduğu konuları tamamlama gayreti içine girer. Aynı
zamanda şunu belirtmek gerekir ki Âşık Mesiyollah, Âşık Sıtk Ali’yi manevi babası olarak görmüştür.
Çünkü bölgenin en önemli âşıkları arasında yerini almasına vesile olmasını ve devamlı olarak manevi
desteğini gördüğünü hemen hemen her meclisinde ifade etmiştir.
Mart 2016’da Iranian Students’ News Agency (ISNA)’ya verdiği bir röportajda hayatı ve sanatı
hakkında şunları dile getirmiştir. “Çocukluk yıllarımı köyde (Parisbana) geçirip âşıklar arasında büyüdüm.
Âşıkların yanında olmamdan dolayı bu işe merak saldım ve ney, çöğür gibi müzik aletleri çalmaya başladım.
Dağa, eve her nereye gidersem gideyim bu müzik aletlerini de yanımda götürüp öğrenmeye gayret
gösterdim. Bir ara balabana da merak saldım. Bu arada yaşım ilerledikçe âşıklık hakkında bilgilerim artmaya
başladı ve Âşık İsmailî Şah Muradî, Âşık Yusufî İsmailî ve Âşık Yusufî Karağanli yanında saz öğrenmeye
çalıştım. Âşıklık geleneği içinde bir âşığın saz çalması gerektiğini düşünüyordum. Bu sebeple bu çetin yolda
saz çalmaya ve hikâye öğrenmeye başladım. Bu konularda kendimi geliştirmeye başladığımda Allah’ın bana
yardım ettiğini hissettim ve daha fazla çalıştım. Profesyonel bir âşık olarak meclislerde icraya başlamadan
önce Allah’ın adını söylerdim. Düğünlere Allah’ın adıyla başlamak hem yeni evlenenlere hem de
meclisimde bulunanlara huzur verirdi. Yaklaşık otuz destan öğrendim ve iki yüz kaset doldurdum.
Kasetlerim, birçok coğrafyadaki Türkler arasında yayılarak tanınmama vesile oldu. Bu kasetler sadece
Türkler arasında değil, aynı zamanda Farslar arasında da hem benim hem de şiirlerimin tanınmasını sağladı.

Ayrıca yabancı musikinin Türk musikisine tesir etmesinden endişe duyuyordum. Çünkü yeni neslin artık
âşık ve âşıklık geleneğine karşı uzak durduğunu gördüm. İran coğrafyasında âşıklara değer verilmemektedir
ve hükûmet bu kültürü korumak için herhangi bir çaba göstermemektedir” (ISNA, 2016). Bilhassa âşığın
son cümlesi bölge âşıklarının durumunu gözler önüne sermektedir.
Âşık Mesiyollah meclislerde veya dost sohbetleri sırasında dile getirdiği gerek hikâyeleri gerekse şiirleri
çöğür eşliğinde söylemiştir. Dost meclisleri dışında, düğünlerde, nişanlarda, sünnet törenlerinde ve diğer
önemli günlerde de âşıklık sanatını yine çöğür eşliğinde icra etmiştir. Âşık, sadece Hemedan, Kerevüs,
Rezen, Parisbana bölgelerinde değil, Korveh, Kazvin, Kom, Save gibi eyalet ve bu eyaletlerin çeşitli
köylerinde de merasimlere iştirak etmiştir.
Âşıklık geleneğinin önemli unsurlarından biri olan usta çırak ilişkisi içinde yetişen Âşık Mesiyollah’ın,
bu gelenekte kendisine usta olarak kabul ettiği kişiler Âşık Muhammed Ali İtminan13 (1872-1963) ve Âşık
Sıtk Ali Rızayî (1921-1985)’dir. Bu ustaların dışında Âşık Feteli İtminan (1918-2000), Âşık Muhammed
Hesenî Sengeki, Muhammed Hesen Asadi ve Hemid Horaman gibi âşık ve musikişinaslardan da çeşitli
bilgi ve şiirler öğrenmiştir.
Âşık Ahmad Mustafevî (Suzan, Rezen) gibi bazı önemli musikişinaslar saz çalma konusunda Âşık
Mesiyollah’ın asıl ustalarının Âşık İsmailî Şah Muradî ve Âşık Gıyas Cebbarî olduğunu belirtirler. Bunun
yanı sıra yine aynı âşık, Üstad Mesiyollah’ın 40 yaşına kadar çok iyi balaban çaldığını, ancak 40 yaşından
sonra meclislerde daha çok çöğür çalarken görüldüğünü belirtmiştir. Ve yine hikâyeleri de Âşık İsmailî Şah
Muradî, Âşık Mehemmed Hesenî Sadıgi Vasmaği, Âşık Yusuf Şah Muradî ve Abbas İsmailî Bendiçaylı’dan
öğrendiğini dile getirir.
Âşık Mesiyollah, âşıklık hususundaki noksanlıklarını giderdikten sonra Âşık Şaban Mustafevî ve
Abbas İsmailî Bendiçaylı ile birlikte 25 yıl boyunca düğünlere katılmıştır. Bu üçlüden Âşık Şaban çöğür,
Abbas İsmailî balaban ve Âşık Mesiyollah da bir yandan çöğür çalmış bir yandan da hikâye ve şiirler
okumuştur. Âşıkların çeşitli yardımcıları ile düğünlerde bulunması bölgenin önemli gelenekleri arasında yer
almaktadır.
Profesyonel bir âşık olduktan sonra Âşık Erşed Celali, Âşık Hüdayar ve Âşık Mecid gibi birçok âşığa
ustalık yapmıştır. Aynı zamanda birebir olmasa da Âşık Mesiyollah’ın meclislerinde bulunarak kendisinden
hikâye, makam öğrenen âşıkların sayısı da az değildir. Adını saydığımız çıraklardan Âşık Erşed Celali ve
Âşık Hüdayar, şu anda Hemedan14 eyaletinin en önde gelen iki âşığı konumundadır. Bu âşıklar da tıpkı
Âşık Mesiyollah gibi sade bir Azerbaycan Türkçesiyle ifalarını gerçekleştirerek Türk kültürüne hizmetlerini
devam ettirmektedirler.
Bölgedeki âşıklar tarafından üstad olarak kabul edilen Âşık Mesiyollah’ın yüksek bir hikâye söyleme
hüneri vardır. Kerevüslü Âşık Asgar Gültepe, Kom’da İsteriyo Heyyam15’da Âşık Mesiyollah’ın 97 saat
boyunca hikâye icra ettiğini belirtmiştir. Bu hikâye hem kasetlere hem de cd’lere kaydedilmiştir. Yine
bölgenin önemli âşıklarından olan Âşık Asgar da üstadın son derece güçlü bir şiir ezberleme gücüne sahip
olduğunu belirtir. Âşık Asgar ayrıca Âşık Mesiyollah’a ait olan şu şiiri söyler:
Gelin size erzimi eyleyim
Eğil olan bu dünyada, var nedi?
Dünya bir bostandır pozular gider
Çiçek nedi, yemiş nedi, bâr nedi?
Bu dünyada çok şirin mâl olur
Tamahkârlar hâli müşkil hâl olur
Kol burulu, kulağ batır lâl olur
Kohum nedi, kardaş nedi, yâr nedi?

Mesiyollah diyer bu yollarda sürünnem
İndi yetişmedi ne veğt görünnem
Altım torpağ, üstümde daş hörünnem
İssi nedi, soguğ nedi, kar nedi?
Üstad Âşık Mesiyollah’ın yaşlılık döneminde dile getirdiği şu şiir; annesinin, babasının ve kardeşinin
ölümünden duyduğu üzüntüyü, bu yakınlarının dışında herhangi bir sırdaşının kalmadığını, kaderden
şikâyetini ve hayattayken değerinin anlaşılmadığını anlatması açısından hayatını özetler niteliktedir:
Mesiyollah’am çatıp seksene yaşim
Ölüp atam, anam bir de kardaşim
Sir demege daha yokdir sirdaşim
Kaddimi dönderdin kamana felek
Mesiyollah’am itirmişem bedrimi
İzzetimi, şövketimi, sedrimi
Dirilikte kimse bilmez kadrimi
Men ölenden sonra bile neynerem
Üstadın bu şiirinin dışında irticalen dile getirdiği birden fazla şiiri bulunmaktadır. Mesela yaşlanmanın
verdiği hüzünle artık eskisi gibi sağlıklı olamadığını, bedenindeki sıkıntıları, akrabalarının kendisinden
uzaklaştığını ve çocuklarından duyduğu sözlerin üzüntüsünü şiirlerinde dile getirmeyi ihmal etmemiştir:
Gidip nur gözümnen, tağet dizimnen
İğtiyarim elden alan kocalığ
Hamı dertten olup yaman kocalığ
Yüz min yüz min belalara tuş oldum
Meni dertten derde salan kocalığ
Kocalalı oğlan durur üzüme
Nahelefti hiç gitmiri sözüme
Bu gey dünya dar geliri gözüme
Keddimi eyleyip keman kocalığ
Keddim keman oldu belim büküldü
Ağzım dişi, başım tüki töküldü
Gohum kardaş temam benden çekildi
Hamı dertten olar yaman kocalığ
Kocalalı yiyebilmirem çörek
Oğlan mene deyir danışma görek
Mene zehr olup yediğim çörek
Ömrümü salıptır talan kocalığ
Üstad Mesiyollah’ın söylediği her söz, her şiir toplumsal olarak saygıyı, sevgiyi, öğüdü, adaleti,
doğruluğu ve hikmeti içermekteydi. Aşağıdaki şiirinde oğlu üzerinden bahsi geçen konular hakkında
topluma nasihatlerini iletir:
Çoğlar vesiyetin eyler oğluna
Adımı yurdumna batırma oğlum
Yalan danişanin gülme yüzüne
Bir istikan çayına satılma oğlum
Dur hakkıyne büyük her ne hub dese
Şerm u heyayinen gir meclise
Başin gitti sirrini deme nakese
Nakes adamlara katılma oğlum

Bu dünyada çoğlar dövran eyleyip
Az kazanan çoğ kazanan neyneyip
Amandı her sözü nahak eyleyip
Nahak adamlara katılma oğlum
Şeytan çoğ düşmendi teklifi ğeta
Gerk eyler deryaya yandırar ota
Kızlara kardaş olgunan, oğlana ata
Famil içinden atılma oğlum
Çoğ oldukça insan heris olar var
Bir temiz ad kazan bir de itibar
Âşık Mesiyollah’ın sene vesiyeti var
Der famil içinden atılma oğul
Âşık Mesiyollah’ın Hikâyeciliği
Âşık Mesiyollah, hikâye musannifi değildir, lakin son derece iyi bir hikâye anlatıcısıdır. Âşığın hikâye
öğrendiği ustaları arasında şu isimleri söyleyebiliriz: Âşık Muhammed Ali İtminan, Âşık Sıtk Ali Rızayî,
Âşık Muhammed Hesenî Sengeki, Muhammed Hesen Asadi, Hemid Horaman, Dellek Feyzeli, Âşık
İsmailî Şah Muradî, Âşık Yusufî İsmailî, Âşık Yusufî Karağanli, Âşık Gıyas Cebbarî, Âşık Mehemmed
Hesenî Sadıgi Vasmeği, Abbas İsmailî Bendiçaylı, Âşık Şaban Mustafevî.
Âşık, ISNA’ya verdiği röportajda iki yüz kaset doldurarak bunların satıldığını ve bu sebeple Türk
coğrafyalarında ününün yayıldığını belirtmiştir. Bilhassa kasetlerinin çoğunu İsteriyo Heyyam’da çıkaran
âşık, bu dükkânın/kasetçinin dışında İsteriyo Eşair ve İsteriyo Şebaheng/İsteriyo Elseven ile de bir kısım
çalışmalar yapmıştır.
Mesiyollah, 1977’de hikâyelerini içeren ilk kasetini Hemedan (Korveh-i Dargazin)’da çıkarır. Bu
kasette Âşık Sıtk Ali Rızayî de balaban çalmıştır. Âşık Mesiyollah’ın çıkardığı kasette icra ettiği ilk hikâye
Veraga ve Gülşah Hikâyesi’dir.
Tüm sanat hayatı göz önüne alındığında Âşık Mesiyollah’ın ezberinde çok fazla hikâye bulunduğu
görülür. Hafızasındaki hikâyelerin çoğunu ustalarından öğrenmesinin yanı sıra farklı farklı âşıkların icra
ettiği hikâyeleri kayıt cihazı ile kaydederek ve bunları sürekli dinleyerek ezberlediği de olmuştur.
Gençlik döneminde otuza yakın hikâye bilen Âşık Mesiyollah, yaşının ilerlemesi sebebiyle baş
gösteren unutkanlıklar ve oğlunun ölümünden duyduğu derin teessürden dolayı son zamanlarda sadece
aşağıda saydığımız hikâyeleri ezberinde tutabilmiştir. Âşık Mesiyollah’ın bildiği usta malı hikâyeler: 1-
Kerem ile Aslı Hikâyesi, 2- Köroğlu Tokat Seferi, 3- Köroğlu Teke Türkman Seferi, 4- Köroğlu Erzurum
Seferi, 5- Köroğlu Demir Kapı Derbend Seferi, 6- Köroğlu ve Mumine Hanım Hikâyesi, 7- Şah İsmail
Hikâyesi, 8- Mesım Hikâyesi, 9- Memmedi Gelgelli Hikâyesi, 10- Seyidi Hikâyesi, 11- Veraga ve Gülşah
Hikâyesi, 12- Mahmud Han ve Nigar Hanım Hikâyesi, 13- Kurban Han Hikâyesi, 14- Tahır Mirza ile
Zöhre Hikâyesi, 15- Hemrah Han Hikâyesi, 16- Behram ile Gülendam Hikâyesi, 17- Kelbi ile Hüruzat
Hanım Hikâyesi, 18- Tuğarğanlı Abbas Hikâyesi, 19- Tilim Han Hikâyesi, 20- Hasta Kasım Hikâyesi, 21-
Âşık Garip Hikâyesi.
Âşık Mesiyollah, profesyonel bir âşık unvanına tam olarak 1975’li yıllarda ulaşmıştır. İlk icrasını 1977
yıllında Kerevüs’de Hacı Semed Sefevi’nin oğlunun düğününde gerçekleştiren âşığın bir yandan sayısız usta
âşık yanında çıraklığını tamamlaması, bir yandan balaban ve çöğür öğrenmesi, öte yandan gece gündüz
destan ezberleme gayreti, onu 1975’li yıllarda toyların aranan âşığı haline getirir.
Genç yaşlardan itibaren usta âşıkların yanında çıraklığını tamamlamış olan Âşık Mesiyollah, üstün
hikâye bilme kabiliyetinin yanında bir o kadar da makam bilgisine sahiptir. Hikâyedeki heyecan
durumlarına göre makamları son derece etkili bir biçimde kullanabilen Âşık Mesiyollah’ın bildiği
makamlara şu örnekleri verebiliriz: 1-Yarım Şikeste (Gezme), 2- Bütün (Tam) Şikeste, 3- Geraylı, 4- Baş
(Kelle) Geraylı, 5- Âşık Memmedeli Sotu, 6- Hemedan Sotu, 7- Süleyman Han Sotu, 8- Köroğlu, 9- Ebü
Ata, 10- Zergeri, 11- Yetim Zergeri, 12- Kerevüs Sotu, 13- Ahmadlu, 14- Kelekü, 15- Bicar, 16- Galin Lay
Lay, 17- Şah Hatayi, 18- Elyatı, 19- Dubeyti, 20-Azerbaycani.

Sonuç ve Öneriler
Âşıklık geleneği içinde bir âşıkta bulunması gereken tüm yeteneklere sahip bulunan Âşık Mesiyollah,
profesyonel bir âşık olarak yıllarca Güney Azerbaycan coğrafyasında hayatını idame etmiştir. Coğrafyadaki
sayısız düğünde mesleğini icra eden âşık, bölgedeki yeni yetişen halk şairleri üzerinde de önemli bir tesir
bırakmıştır. Hem meslek olarak âşıklığı seçmesi hem de Türk dilini ve kültürünü koruma içgüdüsüyle
hareket edip Türklük bilincini oluşturmak amacıyla yıllarca bu geleneği yaşatmaya gayret göstermesi
bölgedeki âşıklık geleneğinin fonksiyonunu anlamlandırması bakımından son derece önemlidir.
Âşık, hayatta olduğu süre boyunca gerek kendi şehrinde gerekse öteki Türk bölgelerinde Azerbaycan
Türkçesiyle sanatını icra etmiştir. Yaşlılık döneminde dahi yirminin üzerinde hikâyeyi bilmesi âşıklık
geleneğinin Âşık Mesiyollah’ın döneminde ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. Lakin Güney
Azerbaycan coğrafyasında günümüz şartlarında yeni yetişen âşıkların sadece hikâye içindeki şiirleri
öğrenmesi ve hikâyeleri öğrenmeye gerek duymamaları, âşıklık geleneğinin yavaş yavaş zayıfladığını
göstermektir. Dolayısıyla bölgedeki büyük âşıkların çeşitli şekillerde desteklenmesinin, tanıtılmasının bu
geleneği ayakta tutacak en önemli vazife olduğu söylenebilir.
İsteriyo Heyyam, İsteriyo Eşair, İsteriyo Şebaheng/İsteriyo Elseven gibi âşıkların kaset ve cd’lerinin
satıldığı dükkânlarda bulunan ses kayıtları üzerine halk bilimi çalışmaları yapılmaya müsaittir. Dolayısıyla bu
incelememizin araştırma yapmak isteyen halk bilimcilere örnek olacağı kanaatindeyiz. Âşık Mesiyollah
üzerine sadece bir veya birkaç çalışma değil, onlarca çalışma yapılabilir. Ayrıca her yönden incelenmeye
değer, önemli bir âşık olan Âşık Mesiyollah’ın, Türk dilini koruma gayretini de göz önünde bulundurarak
dilbilimciler tarafından da incelenebileceği kanısındayız.
Etik Beyan
“Âşık Mesiyollah ve Sanatı” başlıklı çalışmanın yazım sürecinde bilimsel, etik ve alıntı kurallarına uyulmuş;
toplanan veriler üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmamış ve bu çalışma herhangi başka bir akademik yayın
ortamına değerlendirme için gönderilmemiştir.

 

 

 

 

Bu şarkıya oy ver post
İndirme linki yoksa veya bir sorun varsa lütfen yorumlardan bize bildirin.
Onaylanmış : 0 Yorum / Onay Bekleniyor : 0 Yorum / Toplam : 0 Yorum



Değerli VivaTürkiye kullanıcıları, hemen VIP hesap satın almak için +17577854928 numaralı telefondan WhatsApp ve Telegram üzerinden bizimle iletişime geçin.
TELEGRAM KANALIMIZA KATILMAK İÇİN
HEMEN TIKLAYIN !